Saatleri Ayarlama Enstitüsü Kitap İncelemesi
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Merhabalar , bu hafta Saatleri Ayarlama Enstitüsü incelemesi ile karşınızdayız .Spoiler vermeden elimden geldiğince kitabı el almaya çalıştım. iyi okumalar .
Saatleri Ayarlama Enstitüsü Yorumum
Kitabın eski bir dili var kitapta birçok kelimenin anlamını bilmediğim için sürekli Google'dan bakmak zorunda kaldım. Sonuçta Ahmet Hamdi Tanpınar 1901 doğumlu olduğundan kitap da günümüz Türkçesinde kullanılmayan birçok kelime içeriyor.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü ''Hayri İrdal '' adında bir kişinin hayat hikayesini anlatması ile oluşuyor . Kitapta birçok harika tiplemeler mevcut .Kitaptaki karakterleri öyle bir tarifliyor ki o kişinin her şeyi kafanızda oluşuyor.
Kitabı okurken bazı kısımları hiç sıkılmadan okudum fakat kitabın genel anlamda sıkılarak okudum. Saatleri Ayarlama Enstitüsü ilk 60-70 sayfası o kadar iyi ki devamında 100 -150 sayfa beklentilerimi karşılayamadı. Bazı bölümlerde okurken ''ne anlatıyor ? , ne oluyor şu anda ? '' gibi sorular soruyordum yani anlayacağınız kitabı okurken kitaptan koptuğum zamanlar oldu.
kitabı okurken mizahi- alaycı bir üslupla yazıldığından yüzünüzde hafif bir gülümseme ile okuyorsunuz 😄
Saatleri Ayarlama Enstitüsü büroksiyi sembolik bir anlatımla ele alıyor .Aynı zamanda Modernleşmenin yanlış anlaşılmasını mizahi bir dille anlatıyor.Kitabı okumadan önce birçok kişinin kitabı yarım bıraktığını gördüm . inanın ben de bazı zamanlar yarım bırakmayı düşündüm . Kitabın her ne kadar bana genel anlamda sıkıcı gelse de bazı bölümleri gerçekten çok sevdim. Tavsiyem iyi bir okuyucu değilseniz yani henüz kitap okuma alışkanlığınız tam oturmadıysa Saatleri Ayarlama Enstitüsünü daha sonra okunacaklar listesine alın . Ama mutlaka bir gün okumanızı öneriyorum.
Kitabın başı kitabın sonu gibi yani en başta bir şeyler anlatıyor ve siz de bu olayların nasıl geliştiğini merak ettirip olayları anlatıyor.kitap 4 bölümden oluşmakta birinci bölümün sonundan 3 bölümün başına kadar sıkıcı geldi.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü Kitaptan Alıntılar
Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti:İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir.
Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti:İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir.
Mektep, gençlik için daima ehemmiyetlidir. Her şeyden sarfınazar o yaşlarda ömrün en azaplı meselesi olan ''Ne olacağım ? '' suailini geciktirir.
Sarfınazar : Hesaba katılmasa da
Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız ?
Yorum Gönder
Yorum Gönder