-->

üstttreklamm

İki Şehrin Hikayesi Kitap İncelemesi

 

İki Şehrin Hikayesi Kitap Kapağı

İki Şehrin Hikayesi, Charles Dickens

Merhaba, bugün İki Şehrin Hikayesi kitap incelemesi ile karşınızdayım. Charles Dickens tarafından yazılan eser sembolizmin zirvesinde kabul edilen bir dünya klasiğidir. Ben Türkiye İş Bankası Hasan Ali Yücel Klasikler dizisinden çıkan 11. basımını okudum.  Keyifli okumalar dilerim.

İki Şehrin Hikayesi Kitap Yorumum

    Sevginin, aşkın, fedakarlığın, sadakatin en çarpıcı hallerine şahit olduğumuz roman ; bugüne kadar en çok satılan kitap olarak raflarda yerini alıyor. Zaman zaman isimler konusunda kafam karışsa da, olaylar arasında bağlantı kurmakta zorlansam da; kitap bir yokuş edasıyla bazı yerlerde yokuşu çıkarcasına yoruyor, ama yokuşu inerkenki zevk ve sürükleyicilik beğenmemdeki en büyük etkenlerden.  İyi ki okudum, dediğim bir kitap oldu. Yaklaşık beşyüz sayfalık bir kitap olduğu için okumayı seven ve yarıda bırakmayacağını düşünen herkese tavsiye ederim.



İki Şehrin Hikayesi Kitap İncelemesi

         1775 yılı ve sonrası… Fransız İhtilali yılları… Fransa’nın Paris şehri ve İngiltere’nin Londra şehri arasında geçen roman, Fransız iki farklı ailenin İngiltere’de yollarının kesişmesini ve başlarına gelenleri anlatıyor. Kaderin birleştirici gücü… Bir kere daha anlıyoruz, insan kaderinden kaçamıyor.

        Kitabın başlarında Tellson Bankası çalışanı olan Mr. Lorry ana kahraman gibi verilse de sonraki sayfalarda Doktor Manette ve kızı Lucie de dahil oluyor. Doktor Manette, 18 yıllık bir ceset. 18 yıl önce ailesinden koparılarak Bastille hapishanesine konulan Doktor Manette; yemek verilince yer, su verilince içer, makine gibi durmadan çalışır ama insani tepkiler veremez haldedir. Mr. Lorry onu tekrardan hayata döndürmek için yola çıkar, doktorun kızı Lucie ile görüşür.

         Lucie güzeller güzeli, merhametli bir genç kız. Soylu bir aileden gelse de fakir halkın çektiği sıkıntılara kayıtsız değildir. Annesi tarafından babasının öldüğü söylendiği için yetimliğin verdiği ağırlığı taşımıştır yıllardır. Annesini de kaybettiği için hayatta yapayalnızdır genç kız.

         Mr. Lorry Lucie ile görüşür, ona her şeyi olduğu gibi anlatır. Babası için güçlü olmak zorundadır Lucie. Babasının hayata dönmesi için tek çarenin kendisi olduğunun farkındadır. Mr. Lorry ile Doktor Manette’i  hapsedildiği tavan arasından çıkarırlar. Lucie’nin sevgisi ve merhameti babasını iyileştirecek kadar güçlüdür. Artık mutlu ve huzurlu bir hayatı vardır baba kızın, kötü günler geride kalmıştır onlar için. Ülkelerinden uzakta, İngiltere’de, doktorun hastaları ve aile dostları sayesinde evleri hiç boş kalmaz.

         Romanda neredeyse tüm erkler Lucie’ye aşıktır. Ama söylendiği gibi bir kızı bin kişi ister bir kişi alır. Ne Mr. Stryver ne Sydney Carton Lucie’den karşılık bulamazlar. Tıpkı Manette ailesi gibi Fransız olan, İngiltere’ye taşınmak zorunda kalan aile dostları Charles Darnay de Lucie’ye saf bir sevgi beslemektedir. Doktor Manette’e olan sevgi ve daygısından dolayı duygularını önce Manette ile paylaşır. Eğer Doktor Manette onay vermezse Lucie’ye duygularından bahsetmeyecektir, Darnay. Doktor Manette, Darnay için olumsuz bir düşünceye sahip değildir ancak bir baba için kızını evlendirmek hiç de kolay değildir. Doktor Manette, Darnay’e onay verir fakat ondan tek bir söz ister. Lucie de babası için endişelense de Darnay için boş değildir, evlilik teklifini kabul eder.

         Mr. Lorry sadık dost, sadık çalışan. Manette ailesinin iyi gününde, kötü gününde her daim yanındadır. Tellson Bankası için yıllar sonra ihtilale rağmen Fransa’ya gidecek kadar sadık bir çalışandır. Darnay ve Lucie’nin düğün sürecinde de hep yanlarındadır.
         Yıllar sonra ailenin mutluluğu bebek haberiyle katlanır. Lucie ve Darnay’nin biricik kızı, Doktor Manette’in  biricik torunu küçük Lucie dahil olur aileye. Güzelliğini Lucie’den alan küçük kız zaman geçtikçe büyür, her hareketi ayrı bir huzur verir ; fakat bu aile saadeti çok da uzun sürmez.

         Bir gün Darnay Tellson Bankası’na Mr. Lorry’i ziyarete gelir. Darnay bankadayken bir mektup gelir . Mektup Darnay’e gelmiştir; suçsuz yere giyotine kurban edilecek bir Fransız’dan hayatını kurtarması adına şahitlik yapması için Darnay’e çağrıdır. Bir yanda ailesi, bir yanda suçsuz yere hayatından olacak bir kişi. Sıkışıp kalmıştır Darnay, kendi hayatı ve başka birinin hayatının ağırlığı arasında. Ülkesi Fransa’da haksız soyluluğu ve sefil bırakılmış halkın durumuna tahammül edemediği için varını yoğunu bırakıp İngiltere’de sıfırdan bir hayat kuran Darnay kayıtsız kalamaz bu çağrıya. Yollar onu bekler, Fransa çoktan hazırdır onun için. Ardından bir mektup bırakır ve en kısa vakitte yola koyulur.

         İhtilal yılları… Kaos, haklı isyanları için masum insanlara zulümden kaçınmayan devrimciler, açlıktan gözlerinin önünde çocuklarını kaybeden anneler, çalışmaktan başka bir şey bilmeyen babalar, tek sorunu sıcak çikolatasını kendisine uzatacak bir çalışanının olmaması olan soylular…

         İşte Darnay böyle bir ortamda Fransa’ya gelir. Ardından Doktor Manette, Lucie, küçük Lucie, çalışanları Miss Pross da gelir. Aynı zamanda Mr. Lorry ve habercisi Jerry de Tellson Bankası için Fransa’dadır. Darnay ve Doktor Manette, kaderlerinden kaçarak  İngiltere’ye yerleşmişlerdi; ama bu sefer kendi ayaklarıyla Fransa’ya geri geldiler. İnsan bazen ne yaparsa yapsın, yaşayacağı varsa bir şeyleri, kaçması mümkün olmuyor.

         Darnay’in soyu Fransa’da peşini bırakmaz onu. Gözü dönmüş devrimciler diğer soylular gibi onu da giyotine kurban etmek isterler. Doktor Manette, Bastille mahkumu, bu ününü kullanarak sevgili kızının biricik eşi için seferber olur. Lucie babasını hayata döndürmek için nasıl çabaladıysa Doktor Manette de kızı için elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışır.

         Sydney Carton… En başından beri Lucie’ye olan aşkıyla tanıyoruz Mr. Carton’u. Lucie’nin saçının teline zarar gelmesini istemez. Lucie için Fransa’ya gelir. Darnay’nin kurtulması için Miss Pross’tan Mr. Lorry’e kadar herkes elinden geleni yapmay hazır. Mr. Carton de biricik aşkı Lucie için bir insanın yapabileceği en büyük fedakarlığı yapar. Sizce aşk için yapılabilecek en büyük fedakarlık nedir?

         Devrimciler güçsüz konumdayken yaşadıklarını, güçlü konuma gelince soylulara yapmaktan geri durmuyorlar.  Ve hep aynı hikaye, kurunun yanında yaş da yanar.

     


Bizi Twitter'dan takip etmek için tıklayınız.
Diğer Roman incelemelerimiz için tıklayınız.

4 Tane Benzer Gönderi Alttadır

Yorum Gönder

Tüm Hakları Saklıdır © 2020-2025

Libereji | Kitap -Dizi - Film İncelemeleri