-->

üstttreklamm

MOMO Kitap İncelemesi

momo kitap incelemesi

MOMO -Michael Ende


Herkese merhabalar, bugün Michael Ende’nin MOMO isimli kitap incelemesi ile karşınızdayım. MOMO Michael Ende’nin Türkiye’de en çok satılan kitabı ve dünyada da bestseller niteliğinde raflarda yerini alıyor. Ben Pegasus Yayınları’ndan çıkan 1. baskısını okudum. Keyifli okumalar dilerim.

Yazı İçeriği : Momo Kitap Yorumu , Momo Kitap İncelemesi , Momo  Kitabından Alıntılar

Momo Kitap Yorumum


"Hikayelerimi içimdeki çocuk ve hepimiz için yazıyorum. Benim kitaplarım 8 ve 80 yaş arasındaki tüm çocuklar içindir." diyor Michael Ende yazdığı kitaplar için. MOMO’yu okuyanlar yazarın ne demek istediğini anlayacaktır. MOMO aslında bir masal kitabı, olağanüstü olaylar olağanüstü kişilerle anlatılıyor. Kitap her yaşa hitap ettiğinden dolayı dili gayet sadeydi. Başta bu yüzden beklediğim doygunluğa erişemesem de olay örgüsü ilerledikçe ve anlatılan konu üzerinde düşündükçe kitabın ağırlaştığını hissettim.


300 sayfalık olan kitap, eğer kendinizi Momo’nun tılsımına teslim ederseniz üç günde bitirilebilecek bir kitap. Dili ağır olan kitaplara alışıksanız olaydan kopmamak adına bir çırpıda bitirmenizi tavsiye ederim.


Hala kitabı okumayan varsa 7’den 70’e herkese öneriyorum.


Momo Kitap İncelemesi


Momo… Kimsesiz, küçük bir kız çocuğu… Dışarıdan bakanlar 12 yaşında mı yoksa 14 yaşında mı ayırt edemezler. Momo da bilmez zaten kaç yaşında olduğunu. Kentin birinde bulunan antik tiyatroda yaşar Momo. Etraftakilerin getirdiği yemekler sayesinde de hiç aç kalmaz. Herkes onu çok sever. Momo’nun yaşının küçük olduğuna bakmayın, büyük bir mahareti vardır; tam bir dinleme ustasıdır. Onun yanına gelen en ketum insan bile bir anda dilinin bağı çözülüvermiş gibi kendini Momo’ya anlatmış halde bulur. Bu özelliği sayesinde Momo birçok küsü barıştırır, birçok kişinin derdine çare bulur. Sıkıntısı olan herkesin ilk durak yeri Momo’nun yanıdır. 

Momo’nun çok sevdiği iki yakın arkadaşı vardır: Turist Rehberi Gigi ve Çöpçü Beppo. Gigi antik tiyatroyu gezmeye gelen turistlere kendi uydurduğu hikayelerle orayı anlatır, adeta büyülenen turistler de bunun için Gigi’ye para verir. Gigi geçimini bu şekilde sağlar. Beppo ise çöpçülük yaparak geçinir. Beppo konuşacağı zaman bir değil belki iki belki de daha fazla kez düşünüp de konuşur. Çünkü o iyi bilir ki insanlar arasındaki yanlış anlaşılmalar, kırgınlıklar, kavgalar düşünülmeden söylenilen sözler yüzünden olur. Gigi ve Beppo Momo’yu hiç yalnız bırakmazlar. En sevdikleri şey antik tiyatronun merdivenlerinde oturup birlikte zaman geçirmektir. Bir araya gelince zamanın nasıl geçtiğini anlamazlar.

Onların bu kadar eğlendiğinin farkına varan kentin diğer çocukları da antik tiyatroya Momo’nun yanına gelmeye başlar. Bu çocuklar çalışmaktan onlara vakit ayıramayan veya onlara vakit ayırdığında birbirleriyle kavgaya tutuşan zengin ailelerin çocuklarıdır ve Momo’nun sahip olamayacağı pahalılıkta oyuncaklara sahiplerdir. Bu oyuncaklar çocukların hayal güçlerini kullanmalarına olanak vermeyecek ayrıntıda özellikli oyuncaklardır; uçan bir helikopter, konuşan bir oyuncak bebek, kendi kendine giden bir araba…

Gelen çocuklar başta somurtup Momo’nun uydurduğu fantastik oyunları bile sıkıcı hale getirmeye başarsalar da sonradan Momo’nun oyunlarına ve Gigi’nin hikayelerine kayıtsız kalamayıp teslim olmuşlardır . Momo antik tiyatroda kentin tüm çocuklarıyla beraber mutlu mesut yaşamını sürdürür.

Bir gün kentte hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını fark eder Momo. Kimse birbirine hal hatır soracak kadar bile vakit ayırmıyor, kimse gülümsemiyor, herkes daima para kazanmak ve daha fazlasını elde etmek için çalışıyor. Kent sıcaklığını, rengini kaybetmiştir. Bunun tek bir nedeni vardır: Duman Adamlar.

Duman Adamlar insanlardan aileleriyle daha az vakit geçirmelerini, zaman alan sohbetlere dalmamalarını, şarkı söylememelerini, kitap okumamalarını, arkadaşlarıyla vakit geçirmemelerini isteyerek onlarla zaman tasarrufu konusunda anlaşmaya varıyorlar ve ekliyorlar: "Artık sizi Zaman Tasarrufu Şirketi'nin bir üyesi olarak selamlarım! Şimdi siz de gerçekten modern ve gelişmiş bir insansınız."

Duman Adamlar bu şekilde insani değerlerimizi bizden uzaklaştırarak ve asıl verimli kullandığımız zamanı bizden alarak ölümcül bir can sıkıntısı hastalığına bizleri sürüklüyor.

Zamanla Momo’nun çevresindeki yetişkinler bir bir Duman Adamlara teslim olur. Antik tiyatroya gelen çocukların ebeveynleri de Duman Adamların telkinleri sonucu zamanlarını boşa geçiriyor düşüncesi ile çocuklarını devlet tarafından yapılan yuvaya kapatırlar. Gelişimleri için gerekli olan oyundan uzak kalan çocuklar topluma verimli olsun diye ne olduğunu dahi bilmedikleri derslerle muhatap olurlar. 

Tüm bunların farkında olan Momo kayıtsız kalamaz ve bu duruma sebep olanların peşini bırakmaz. Duman adamlar günün birinde Momo’yu da teslim almak isterler; fakat durumun farkında olan Momo Duman Adamların planlarını suya düşürür.

Kitabın geri kalanı Momo’nun Duman Adamlar ile olan serüveninden, geleceği gören kaplumbağa Kasseopeia ile karşılaşmalarından ve Kasseopeia’nın Momo’yu Hiçbir Zaman Sokağı’ndaki Hiçbir Yerde Evi’nde bulunan zaman dağıtıcısı Hora Usta’ya götürme sürecinden bahsediyor. 

Peki Momo Duman Adamlardan kurtulabilecek mi? Arkadaşlarıyla eskisi gibi antik tiyatroda eğlenebilecek mi? En önemlisi kent eski canlı ve sıcak haline kavuşabilecek mi? Tüm bu soruların cevabını kitabı okuyanlar zaten biliyor. Gelin yazarımıza kulak verelim: ‘’Ben size bütün bunları olup gitmiş gibi anlattım. Oysa gelecekte olacakmış gibi de anlatabilirdim. Benim için ikisi arasında büyük bir ayrım yok.’’. Belki de bütün bunlar ne geçmişte yaşanmış ne de gelecekte yaşanacaktır; bütün bunlar şu an yaşanıyordur. Gelin biz şu an yaşandığını varsayalım ve şu soruları soralım kendimize: Zaman nedir? Zaman tasarrufu nasıl yapılır? Arkadaşlarımız bizim için ne anlama geliyor? Saatleri okuyabiliyor muyuz? Günümüzün duman adamları ne? Gerçek zamanı ne ölçer?

Sizleri bu sorularla baş başa bırakıyor ve bu satıra kadar okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Kitapla ve yazıyla alakalı yorumlarınızı bekliyorum.

Momo Kitabından Alıntılar 

Zaman yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.

Saatin kimseyere yararı olmaz. Onu okumasını bilmeli.

Zaman gerçek sahiplerinden alınınca ölüyor.

Zamanlarını nasıl kullanacaklarını insanlar kendileri karar verirler. Zamanlarını korumak da onlara düşer.

İnsanlar ölümün ne olduğunu bilselerdi ondan hiç korkmazlardı. Korkmayınca da kimse onların yaşam zamanını çalamazdı.

Gerçek bir zamanı ne bir saat ne de bir takvim ölçebilirdi.

Bizi Twitter'dan takip etmek için tıklayınız.

Diğer Roman incelemelerimiz için tıklayınız.

4 Tane Benzer Gönderi Alttadır

Yorum Gönder

Tüm Hakları Saklıdır © 2020-2025

Libereji | Kitap -Dizi - Film İncelemeleri